7 Mayıs 2011 Cumartesi

BEDEN DİLİ NEDİR??

Beceri sahibi olmak önemlidir,dahi olmak ise oloğanüstüdür.ancak hepsinden daha degerli olan dogru ilişki kurmaktır.Beden dili duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır.insanların yüz yüze kurdukları ilişkide kelimeler %10, ses tonu %30, beden dili %60 önem taşır.Bu yüzden de sözel mesajlardan daha çok beden  dilimizle iletişim kurarız.Daima duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakilere bir şekilde iletiriz.Fakat ne yazık ki her zaman iyi ve dogru iletişim kuramayız.Tüm insanlık tarihinin iletişim başlangıcı olan beden dili, zaman içerisinde yabancı bir dile dönmüştür.Kültürden kültüre biraz farklılık göstersede dünya üzerinde en geçerli dil diyebiliriz beden diline.Her insan jest denilen el,kol hareketleri;mimik denilen yüz hareketleri yapar ve bedenine türlü biçimler verdirir.ne var ki birçok insan jest,mimik ve beden hareketleriyle söylediklerinden çok farklı şeyler istediklerini ya da hissettiklerini açıga vurur.Bu işaretlerin ne ifade ettiğini bilen ne karşısındakinin hareketlerine aldanır ne de sözlerine kanar.Bazende iy ilişkiler kurmak istiyen insan bunun için uygun sözleri bulamaz.Bu durmda da bedensel dışarı vurumların doğru yorumlanması yardıma koşacaktır.Beden dilini öğrendiğimizde gerek kendi beden dilinizi daha rahat ve etkili kullanarak gerekse insanların davranışlarını "Hey sanki zihnimi okuyor gibisin..."tepkisini vermelerini saglayacak kadar kolay yorumlayarak daha kolay ve etkili iletişim kuracaksınız.

AİLE İÇİNDEKİ BEDEN DİLİ??

Beden dilimizle verdiğimiz mesajlar insanlarla anlaşmamızda en temel araçtır. Hem yakın çevremizde, hem daha geniş sosyal hayatımızda hem de farklı ülke insanları ile ilişkilerimizde öncellikli beden dilimizi kullanırız ve onların beden dilleri ile anlattıklarını çözmeye çalışırız.
Yakın arkadaşlarımıza, eşimize, çocuklarımıza duruşumuz veya bakışımızla düşündüklerimizi hissetirmeye çalışırız. Büyük çoğunlukla onlar da bu mesajları alır, düşünce ve duygumuzu anlarlar. İletişim kurduğumuz kişilerle kültürümüzdeki ortak özellikler ne ölçüde fazlaysa birbirimizin beden dilini anlamamızda o kadar kolaylaşır. Bu nedenle kişinin yaşadığı en dar çevre olan aile içinde beden dili etkili biçimde yoğun olarak kullanılır. “Ne hissettiğimi, ne dediğimi anla” anlamına gelen jest ve mimiklerimiz yakın arkadaşlarımız, sevgilimiz, eşimiz özellikle de çocuklarımız olan iletişimimizde büyük yer tutar. İnsan en önceden diliyle anlaşmaya bekler. Bu durum istediğimizin yapılmadığı ve olumsuz bir duyguyu konuşmak istemediğimiz durumlarda daha belirginleşir. Özellikle yakın ilişki içinde olduğumız kimselerle kurduğumuz iletişimde gözümüzün içine bakılması ne demek, ne yapmak istediğimizin anlaşılmasını bekleriz. Bu tür küçük işaretlerden çıkartılan anlamlar, ilişkinin olumlu veya olumsuz yönde gelişmesini belirlemek açısından büyük önem taşır.

İLETİŞİMDE İLK DAKİKA ÖNEMLİDİR

Karşi karşiya gelen iki kişi arasindaki ilk etkileşim, iletişim sürecinin önemli bir belirleyicisidir. Bu etkiyi yaratan faktörler, karşilaşan kişinin beden dilinden kullandigi kelimelere ve kişinin taşitigi bütün aksesuarlardan içinde bulundugu fizik ortam nesnelerine kadar geniş bir dalim gösterir. Işte bütün bu faktörlerin bileşkesi “algilayan kişinin” degerlerinde bir yer bulur ve o çerçeve içerisinde yorumlanir. Algilayan kişisel özellikleri ve toplumsal normlari ile kaliplaşmiş olan yargilar, etkileşim verilerine bagli olarak iletişimin ilk aninda bir “karar” verdirir ve insan karşisindaki kişiye zihninde bir etiket yapiştirir. Bu karar olumlu veya olumsuz olabilir.
“Duruşundan hiç hoşlanmadim”, “Bakişini sevmedim”, “Bir görüşte kanim isindi”, Ilk gördügümde vuruldum”, “Ben onu gördügüm an işe yaramaz oldugu anlamiştim” gibi degerlendirmeler o kişi ile gelişecek iletişimin temelini oluşturur. Yanliz bu kararlarimiz her zaman böylesine açik ve bilinçli olmayabilir. Kişi bunlara bilinç düzeyine çikartsa da, çikartmasa da, ilk algilarimizin oluşturdugu yarginin, ietişim biçiminizde ve o kişiye atfettigimiz degerde önemli bir rol oynadigi bilinir.

İLETİŞİM VE BEDEN DİLİ SLAYT

KÜLTÜR BEDEN DİLİNİ ETKİLER

Farklı kültür gruplarına girdikçe sözsüz iletişim mesajlarının ayrıntılarını değerlendirmek zorlaşır. Grupların sessiz dillerinin anlamak için önemli ölçüde bilgilenmeye ihtiyaç vardır. Bunun için o insanların kültürünü, ilişkilerini, iletişimlerini ve dünya’ya bakışlarını tanımak gerekir. Kültür, tarih boyunca insanın doğaylı ve insanla ortaya çıkan problemlerinin ve zorlanmalarının çözüm biçimidir.

Beden dili ilişkilerimizde kültürel farklar artikça, yabanci bir ülkede çevremizdeki insanlarin duygu ve düşünce akişini degerlendirmemiz oldukça güçlüşebilir. Örnegin, Washington’da büyük bir markette, ne oldugunu anlamadigimiz bir mali rahatça çevirip incelemek isterken, bir market görevlisi yakinimiza gelip orada bir başka işle ugraşsa, bundan huzursuzluk duyariz. Çünkü ülkemizde böyle bir durumda, bulundugumuz yere gelen bir market görevlisi paketleri kariştirdigimizi görünce bize “Ne arzu etmiştiniz?” diyerek müdahale edebilecegi gibi “Herşeyi kariştirmayin!” gibi bir uyarida da bulunabilir. Ya da dünyanin öbür ucunda, Japonya’da aliş-veriş merkezine giren bir Türk bu kez, göze göze geldigini her magaza görevlisinin önünde yerlere egilmesini hayretle izler ve belki de bir süre kendisiyle nasil bir ilişki kurulmak istendigini anlayamaz.

letişim mesajlarını biraz daha ayrıntılı incelersek, insanın kendi kültürden kopmasının ne kadar zor olduğunu görürüz. İletişimde vericinin mesaja yüklediği anlam içinde, kendi kültürünün dünyayı algılayış biçimi ve o kişiye ait bireysel bütünlük vardır. İnsanın bireysel ihtiyaçlarını, yani beden dilini kullanımı ifade biçimi içinde yaşadığı ailenin ve toplumun değerleri ile etkileşim içindedir.

BEDEN DİLİ TEORİSİ NEDİR??

İnsanlar konuşarak anlaşmayı geliştirmeden önce, beden dilleriyle anlaşırlardı. Beden dili insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. Bedenleri dili aracılığıyla insanlar duygularını, düşüncelerini, isteklerini, ihtiyaçlarını ve ruhsal zenginliklerini başka insanlarla paylaşmışlardır.
Günümüzde dünyanın en çok konuşulan dili olan İngilizcede beden ve ruh ilişkisini açıkça vurgulayan sözcükler vardır. Örneğin, bu dilde “birisi” anlamına gelen “somebody” ve hiçkimse anlamına gelen “nobody” sözcüklerin her ikisinde de bulunan “body” sözcüğü “beden” anlamına gelmektedir. Beden olmaksızın varlık olmaz ve dolayısıyla insanın kendisiyle ilgili bir kavram da söz konusu olamaz.İlk dilimiz - beden dilimizdir

Ana dilimizden başka bir dil ögrenmek için, zaman ve enerji harcariz. Bir yabanci dili, iyi ögrendigimiz ölçüde kendimizi daha iyi ifade edebiliriz. Karşimizdakini daha iyi anlariz. Temel dilimiz olan bedenimizin dili ögrenmek için neden zaman ayirmadigimizi anlamak güçtür. Hiçkimse beden dilinin ifadelerinden kaçamayacagi veya bunu bastiramayacagi için, bu dili ögrenmeye çalişmak çok yararlidir. Böylece, kendi dünyamizi yansitma biçimimiz ve birlikte yaşadigimiz insanlarin iç dünyalariyla ilgili önemli bilgilere sahip oluruz. Aslinda her insan, beden dili konusunda bildigini düşündügünden, çok daha fazlasini bilir.

Eğer beden dilimize önyargısız ve cesaretle yaklaşırsak birçok görüşme ve karşılaşmanın sonucunu başarılı kılmamız mümkün olur. Duyguların ve düşüncelerin kelimelere dökülmediği durumlarda bunu çok açık olarak hissederiz. Böyle anlarda bakış başın bir dönüşü kavrayan bir jest, savunucu bir mimik binlerce kelimeden fazla anlam taşır. İnsanlar kelimeleri, çoğunlukla gerçek duygu ve düşüncelerini örtmek için kullanırlar.
Sosyal statü ve bir grup içindeki hiyerarşi; bireyin kendisini bir grup içinde algilayişi, grubun yapisi ve insanlara toplumsal konumlarini beden dilleri ile yansitmalarindan anlaşilir. Beden dilinin kelimelerden çok daha kolay anlaşilma özelligi ise hiç degişmez. Insan hayat boyunca çogunlukla farkinda olmaksizin günlük beden dilini son derece etkili olarak kullanir. Ancak bedenini, kelimeleri kontrol ettigi gibi kontrol edemez. Bedenimiz olaylara veya durumlara karşi çok daha fazla kendiliginden tepkiler verir. Gerçek duygu ve düşüncelerimizi kelimelerin arkasina gizlemek belki mümkündür, ama beden dilimizi gizlememiz çok kere mümkün degildir, beden esastir.
Ve son olarak insanın kendini dış dünyaya karşı ortaya koyuş biçiminin temelini görüş açıklığını, bir başka değişle merkezini kullanma biçimidir. Başka hiçbir özelligine bakmaksizin, sadece gögüs açikligina bakarak bir insanin kişilik yapisi ve içinde bulundugu durumu konusunda bilgi sahibi olmak mümkündür

DİYAFRAM DURUŞLARI VE OTURUŞ POZİSYONLARI VİDEO?

BAKIŞLAR İLE İLGİLİ VİDEO?

4 Mayıs 2011 Çarşamba

BEDEN DİLİ SÖZDEN ETKİLİ?

Beden dili konusundaki araştırmalar kişilerin karşısındakine mesajı yüzde 7 oranında sözlerle, yüzde 93’ünü ise ses ve beden diliyle verdiğini ortaya koyuyor.
Ellerinizle ne anlatıyorsunuz?Uzmanlara göre, işaret parmağını kaldırıp konuşanlar, gizli bir şekilde karşısındakini tehdit ediyor, elleri kenetli olanlar ise, genel bir olumsuzluk ya da hayal kırıklığı yaşadıklarının mesajını veriyor. Ellerini önde birleştirerek el pençe divan duranlar, karşısındakine ne isterseniz yaparım demek isterken, ellerin arkada birleşmesi ise kendine olan özgüveni, meydan okumayı anlatıyor. Parmak uçları birbirine yapıştırarak duruş ise konuya hakim olduğuna, bir elin yüzü kapatması ise endişe içinde bulunulduğuna ait detay veriyor.
İnandırıcı olmadığınızı gösteren hareketlerElin çeneyi okşaması bir kimsenin karar verme sürecinde olduğunu gösterirken, dinleyen kişinin eli yanaktayken, başparmağı çene altındaysa karşısındakine eleştirel, hatta rekabetçi yaklaşımını sergiliyor. Diğer parmakların ağzı örtmesi ise, iki şeyin ipucu olarak nitelendirilirken, “benim söyleyeceklerim var” veya ‘sana inanmıyorum’ olarak değerlendiriliyor.
Kürsü ardından konuşmak güven veriyorKişiler, kendilerini güvende hissetmek için genelde masa, kürsü gibi bir yerin arkasında olmak istiyor. Eğer bu yoksa savunma güdülerini bacak bacak üzerine atarak ya da kolları kavuşturarak gösteriyor. Özellikle yabancı ortamlarda bulunanlar, kollarını kavuşturarak savunmaya geçiyor, bu sırada başparmaklarını dışarda bırakanlar ise savunmadayım ama rekabete hazırım mesajı veriyor.
Bacak hareketleri ne anlatıyorBacak bacak üstüne atmak ise, savunmanın diğer bir şekli. Daha çok kadınların tercih ettiği bu oturuş, içine kapanıklık ve savunmaya geçme duygusunun göstergesi kabul ediliyor. Kişi kabuğuna çekiliyor ve fikrini açıklamaya karar verdiğinde bacak bacak üzerine atmaktan vazgeçiyor. Bacağını dizden büküp diğerinin üzerine koyarak oturuş ise meydan okuma, hırs ve rekabetin işareti olurken, ayakları çapraz durumda olan kişilerin sakladıkları itirafları veya verebilecekleri tavizler bulunuyor. Yalan söyleyen kişiler ise, yüzüne dokunup, gözlerini kaçırıyor, erkeklerin büyük çoğunluğu yalan söylerken yakasıyla oynuyor ve gömleğini gevşetiyor

2 Mayıs 2011 Pazartesi

HER İKİ ELDE BAŞIN ARKASINDA???

Bu hareket muhasebeci, avukat, satış müdürü, banka müdürü gibi mesleklerden olan veya kendilerine güvenli veya bir konuda kendilerini baskın ya da üstün hisseden kişilere özgü bir harekettir. O kişinin düşüncelerini okuyabilsek büyük olasılıkla ´Tüm cevaplar bende´ ya da ´Bir gün belki benim kadar akıllı olursun´ veya hatta ´Her şey kontrolüm altında´ gibi bir şey söylüyor olurdu. Bu hareketi aynı zamanda ´her şeyi bilenler´ kullanır ve çoğu kişi bu hareketi sinir bozucu bulur. Avukatlar meslektaşlarıylayken bu hareketi ne kadar bilgili olduklarının bir göstergesi olarak sık sık kullanırlar.Ayrıca kişinin o bölgenin sahibi olduğuna dair bir alan işareti olarak da kullanılabilir.
,Adam aynı zamanda bacaklarını 4 şeklinde de kilitlemiş olup sadece kendini üstün hissetmekle kalmayıp aynı zamanda tartışmak istediğini de göstermektedir.Meydana geldiği duruma bağlı olarak bu hareketle başa çıkmanın birkaç yolu vardır. Kişinin üstün tavrının nedenini öğrenmek istiyorsanız avuçlarınız yukarı doğru olarak öne eğilin ve ´Bu konuda bilgili olduğunu görüyorum. Yorumda bulunmak ister misin?´ deyin. Ardından avuçlarınız hâlâ görünür şekilde olarak geriye yaslanın ve cevap bekleyin. Başka bir yöntem de karşınızdakini konumunu değiştirmeye zorlayarak tavrını değiştirmesini sağlamaktır.Bunu yapmak için yetişemeyeceği bir yere bir şey koyup ´Bunu gördün mü?´ diyerek onu öne eğilmeye zorlayabilirsiniz. Bu hareketle baş etmenin başka iyi bir yolu da taklit etmektir. Karşınızdakiyle aynı fikirde olduğunuz göstermek istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey hareketlerini taklit etmektir.Öte yandan eller başın arkasında hareketini yapan kişi sizi azarlıyorsa hareketini taklit ederek onu sözel olmayan yollarla tedirgin etmiş olursunuz. Örneğin, iki avukat birbirine karşı eşitlik ve anlayış göstermek için bu hareketi yapabilirler ama okul müdürünün odasında hareketi taklit eden haylaz öğrenci müdürü çıldırtabilir.Bu hareketin kökeni çok açık olmasa da ellerin kişinin arkaya yaslanıp rahatladığı hayali bir koltuk gibi kullanıldığı düşünülebilir. Bu hareketle ilgili olarak yapılan araştırmalar bir sigorta şirketindeki otuz satış müdüründen yirmi yedisinin bu hareketi pazarlamacıları veya astlarının yanında düzenli olarak kullanırken üstlerinin yanında çok ender kullandıklarını gösterdi. Üstlerinin yanında aynı müdürler edilgen ve savunma hareket gruplarını kullanıyorlardı.

BİRBİRİNİ ÖLÇÜP BİÇME BELA GELİYOR?

Tarih boyunca göz ve insan davranışı üzerindeki etkileriyle uğraştık durduk. Hepimiz ´Gözleriyle onu parçaladı´, ´Kocaman bebek gözleri var´, ´Gözlerini kaçırıp duruyor´, ´Çok davetkâr gözleri var´, ´Gözünde öyle bir pırıltı vardı´ ya da ´Bana en kötü bakışıyla baktı´ gibi ifadeler kullanmışızdır. Bu gibi ifadeleri kullandığımızda farkında olmadan kişinin gözbebeklerinin büyüklüğünden ve bakışla ilgili davranışlarından bahsederiz. The Tell-Tale Eye adlı kitabında Hess, vücudun odak noktası olduklarından ve gözbebekleri de bağımsız hareket ettiğinden gözlerin tüm insan iletişim işaretleri arasında en açıklayıcı ve doğru bilgileri verdiğini söylemiştir.Belli ışık durumlarında, kişinin ruh hali ve tavrı olumludan olumsuza veya olumsuzdan olumluya geçerken gözbebekleri küçülür veya büyür. Heyecanlanan birisinin gözbebekleri normal büyüklüklerinin dört katına çıkabilir. Tam tersine, kızgın, olumsuz bir ruh hali gözbebeklerinin ´minik boncuk gözler´ ya da ´yılan gözleri´ olarak bilinen şekilde küçülmesine yol açar. Flört sırasında gözler oldukça fazla kullanılır, kadınlar gözlerini vurgulamak için göz makyajı yaparlar. Bir kadın bir erkeği severse ona bakarken gözbebeklerini büyütecek ve erkek de farkında olmadan bu bilgiyi doğru yorumlayacaktır. Bu nedenle romantik buluşmalar gözbebeklerinin büyümesine neden olan loş yerlerde gerçekleşir.Birbirlerinin gözlerine bakan genç aşıklar farkında olmadan gözbebeklerinin büyüyüp büyümediğine bakmaktadırlar. Her biri diğerinin gözbebeklerinin büyümesinden heyecanlanır. Araştır malar, kadın ve erkekleri cinsel pozisyonlarda gösteren pornografik filmler erkeklere gösterildiğinde gözbebeklerinin normal büyüklüklerinin üç katına kadar çıkabildiğini göstermiştir. Aynı filmler kadınlara gösterildiğinde gözbebeklerindeki büyüme erkeklerdekinden daha fazladır. Bu da kadınların pornografiden erkeklere göre daha az etkilendikleri iddiasıyla ilgili şüphelere neden olmaktadır

1 Mayıs 2011 Pazar

BEDEN DİLİ EĞİTİM SEMİNERİ VİDEO

BAŞLANGIÇ POZİSYONU?


Başlangıç Pozisyonu.

Bir konuşma veya görüşmeyi sona erdirme arzusunu gösteren hazır olma hareketleri her iki el de dizlerin üzerinde olarak öne eğilme veya her iki elle de sandalyeyi kavrayarak öne eğilmedir . Bir konuşma sırasında bu hareketlerden biriyle karşılaşmanız durumunda öncülüğü ele alıp konuşmayı sizin bitirmeniz daha akıllıca olabilir. Bu da psikolojik bir avantaj elde ederek kontrolü elinizde tutmanızı sağlar.

BAŞ HAREKETLERİ??

En yaygın olarak kullanılan iki tanesi onay için baş sallama ve reddetmek için başı yana sallama olmak üzere temel baş hareketleri tartışılmadan bu kitabın tam kabul edilmesi imkansızdır. Onay için başı sallama hareketi çoğu kültürde ´Evet´ veya onay anlamına gelen olumlu bir harekettir. Doğuştan sağır, dilsiz ve kör olan kişilerle yapılan araştırmalarda bu kişilerin de onay amacıyla bu hareketi kullandıklarını göstermiştir. Bu da bu hareketin doğuştan gelebileceği kuramına yol açmıştır.Genellikle ´Hayır´ anlamına gelen kafayı yana sallama hareketinin de doğuştan geldiğini iddia edenler olduğu gibi bunun insanların ilk öğrendikleri hareket olduğunu iddia edenler de vardır. Bunlara göre yeni doğan bebek yeterince süt içtiğinde annesinin memesini reddetmek için kafasını yana sağlar. Aynı şekilde karnı doyan küçük bir çocuk da ebeveynlerinin kendisini kaşıkla yedirme girişimlerini reddetmek için aynı kafa sallama hareketini kullanır.Başkalarıyla ilişkilerinizde gizlenen bir itirazı keşfetmenin en kolay yolu karşınızdaki sözleriyle sizinle aynı fikirde olduğunu söylerken kafasını yana sallayıp sallamadığına bakmaktır. Örneğin ´Ne demek istediğini anlıyorum´ veya ´Burada çalışmak gerçekten hoşuma gidiyor´ veya ´Noel´den sonra kesinlikle birlikte çalışalım´ derken bir yandan da kafasını yana doğru sallayan birini ele alalım. Kulağa ne kadar inandırıcı gelirse gelsin kafa sallama hareketi olumsuz bir tavrı olduğunu ve söylediklerini ciddiye almayarak onu biraz daha sorgulamanızın iyi bir fikir olacağını gösterir.

BAŞ POZİSYONLARI?

1-Onaylamayan pozisyonBirincisinde baş yukarıda olup duydukları konusunda nötr bir tavra sahip birisinin pozisyonudur. Baş genellikle hareketsiz olup ara sıra ufak eğilme hareketleri yapabilir. Bu konumda eli yanağa götürme değerlendirme hareketleri sık kullanılır.
2-Nötr baş pozisyonuKafa bir yana doğru eğildiğinde (Şekil 94) bu kişinin ilgilenmeye başladığı anlamına gelir. Hayvanlar kadar insanların da bir şeyle ilgilenmeye başladıklarında başlarını yana eğdiklerini ilk fark edenlerden biri Charles Darwin´di. Bir satış sunuşu veya bir konuşma yapıyorsanız dinleyicilerinizin bu hareketi yapıp yapmadıklarına bakın. Başlarını yana eğip eli çeneye götürme değerlendirme hareketlerini yaparak öne eğildiklerini görürseniz onlara ulaşabiliyorsunuz demektir.Kadınlar bu baş hareketini çekici bir erkekle ilgilendiklerini göstermek için kullanırlar. Birileri sizinle konuşurken onların size karşı sıcak duygular beslemelerini sağlamanız için kafa yana eğik pozisyonu kullanarak ara sıra başınızı öne egmeniz yeterlidir.
3-İlgilenmiş baş pozisyonu Baş aşağıya eğikken tavrın olumsuz hatta yargılayıcı olduğunu gösterir Eleştirel değerlendirme hareket gruplarında genellikle baş aşağıya eğiktir ve karşınızdakinin başını kaldırmasını veya yana eğmesini sağlayamazsanız bir iletişim sorunuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Topluluk önünde konuşan birisi olarak sık sık tamamı kafası aşağıya eğik ve kolları göğsünde kavuşturulmuş kişilerden oluşan dinleyici gruplarıyla karşılaşabilirsiniz.Profesyonel konuşmacılar ve eğitmenler genellikle konuşmalarına başlamadan önce dinleyici katılımı gerektiren bir şeyler yaparlar. Bunun amacı dinleyicilerin başlarını yukarıya kaldırmalarını ve katılmalarını sağlamaktır. Konuşmacının hilesi başarılı olursa dinleyicilerin bir sonraki baş pozisyonu yana eğik olacaktır.

SİGARA İÇME HAREKETLERİ?

Duman aşağıya: olumsuz, kapalı, şüpheli
Duman yukarıya: kendine güvenen, üstün olumlu
Sigara içme içerdeki bir karmaşa ya da çelişkinin dışarıya vurulması olup nikotin bağımlılığıyla çok az ilişkisi vardır. Giiııiimüziin yüksek stres içeren toplumunda insanların sosyal ve isle ilgili karşılaşmalardan biriken gerilimleri rahatlatmak için kullandıkları yerine koyma hareketlerinden biridir. Örneğin, çoğu kişi dişini çektirmek için diş hekimine gittiğinde bekleme odasında bir iç gerilim yaşar. Sigara tiryakisi olan birisi sigara içerek endişelerini gizlerken sigara içmeyenler süslenmek, tırnak yemek, parmak ve ayak takırdatmak, kol düğmesi düzeltmek, yüzüklerini takıp çıkarmak, kravatlarıyla oynamak ve rahatlamaya ihtiyaçları olduğunu görmemizi sağlayan sayısız başka hareketler yaparlar.Sigara içme hareketleri kişinin tavrıyla ilgili olarak bize önemli ipuçları veren tahmin edilebilir ve ayinsel bir şekilde yapıldıklarından birisinin tavrını değerlendirmek konusunda önemli bir rol oynayabilirler.Pipo TiryakileriPipo tiryakileri pipolarıyla bir temizleme, yakma, boşaltma, doldurma, sıkıştırma ve üfleme ayini yaparlar ve bu da baskı altında olduklarında rahatlamaları için iyi bir yöntemdir. Satış araştırmaları pipo tiryakilerinin satın alma kararını sigara tiryakileri veya sigara içmeyenlere göre daha geç verdiklerini ve pipo ayininin genellikle satış görüşmesinin gerilimli anlarında yapıldığını göstermiştir. Görünüşe göre pipo tiryakileri karar verme anını geciktirmeyi seven ve bunu da bir şeyleri engellemeden ve sosyal olarak kabul edilebilir bir şekilde yapmayı beceren kişilerdir. Bir pipo tiryakisinin çabuk karar vermesini istiyorsanız görüşmeden önce piposunu saklayın.Sigara TiryakileriPipo içmek gibi sigara içmek de iç gerilimin yerine konan bir eylem olup kişiye oyalanması için zaman verir. Ama sigara tiryakisi pipo tiryakisinden daha hızlı bir şekilde karar verir. Aslında pipo tiryakisi karar verirken sigarasın sağladığı zamandan daha fazla oyalanmak isteyen bir sigara tiryakisidir. Sigara ayini vurma, bükme, atına, sallama ve kişinin normal olandan daha fazla gerilim altında olabileceğini gösteren daha başka hareketler içerir.Özel bir işaret kişinin durum veya olaylara karşı tavrının olumlu mu olumsuz mu olduğunu gösterir: dışarıya üflenen dumanın yönünün yukarı mı aşağıya mı doğru olduğu. Olumlu duygulara sahip olan, kendini üstün hisseden veya kendine güvenen kişi çoğunlukla dumanı yukarıya doğru üfleyecektir. Bunun tersine, olumsuz, kapalı veya şüpheli bir ruh hali içerisinde olan kişi de dumanı çoğunlukla aşağıya doğru üfleyecektir.Aşağıya doğru ve ağzın köşesinden liflemek daha olumsuz veya kapalı bir tavra işaret eder. Bu arada, sigara içen kişinin dumanı başkalarını rahatsız etmemek için belli bir yöne doğru liflemediği varsayılmaktadır. Bu durumda dumanı hangi yöne üflediğinin hiçbir anlamı yoktur.Filmlerde bir motosikletli grubunun ya da çetenin lideri genellikle sigara içerken başını sertçe geriye atan ve çetenin geriye kalanına üstünlüğünü göstermek için dumanı kontrollü bir şekilde tavana doğru üfleyen sert, saldırgan biri olarak gösterilir. Tam aksine, Humphrey Bogart genellikle hapisten kaçına veya başka suçlarla ilgili planlar yaparken sigarasını elinde ters tutan ve dumanı ağzının köşesinden aşağı doğru üfleyen bir gangster ya da suçlu olarak çizilmiştir.Ayrıca, kişinin ne kadar olumlu bir tavra sahip olduğuyla dumanı üfleme hızı arasında da bir ilişki varmış gibi görünmektedir. Duman yukarı doğru ne kadar hızlı bir şekilde üflenirse kişi kendini o kadar üstün veya güvenli hissediyor demekken aşağı doğru ne kadar hızla üflerse tavrı da o kadar olumsuz demektir.

GÖZLE DIŞARIDA BIRAKMA??

Gözle Dışarıda BırakmaKarşılaştığımız en sinir bozucu insanlardan bazıları konuşurken gözle dışarıda bırakma hareketini kullananlardır. Bu hareket bilinçsizce yapılır ve o kişinin sizden sıkılması veya artık ilgilenmemesi ya da kendini sizden üstün görmesi nedeniyle sizi görmemeye çalışmasından oluşur.Konuşma sırasında altı ila sekiz göz kırpış olan normal hızdan farklı olarak göz kapakları kapanarak bir saniye ve daha uzun süre kapalı kalırlar ve bu arada da karşınızdaki sizi anlık olarak kafasından atar. Bunun son hali gözleri kapalı bırakarak uykuya dalmaksa da birebir karşılaşmalarda bu pek ender olur.Birisi sizden üstün olduğunu düşünüyorsa gözle dışarıda bırakma hareketini yaygın olarak ´burnunun üzerinden bakmak´ olarak bilinen kafayı geriye atarak size uzun bir bakış atma hareketiyle birlikte yapar. Konuşma sırasında bir gözle dışarıda bırakma hareketiyle karşılaşırsanız bu kullandığınız yaklaşımın olumsuz bir tepkiye yol açıyor olabileceği ve etkin bir iletişimi için yeni bir taktik gerektiği anlamına gelir.

BAKIŞLAR NE İFADE EDİYOR?

Sosyal BakışBakış karşıdakinin göz seviyesinin altına düştüğünde sosyal bir ortam oluşur. Birisine bakmayla ilgili deneyler sosyal bir karşılaşma sırasında bakanın bakışlarının karşıdakinin yüzünde gözler ve ağız arasındaki bir üçgene baktığını göstermiştir
Yan BakışYan bakış ilgi veya saldırganlık iletmekte kullanılır. Hafif kalkmış kaşlar ve bir gülümsemeyle birlikteyse ilgi anlamına gelip flört işareti olarak yaygın şekilde kullanılır. Aşağıya dönük kaşlar, çatık alın veya aşağıya dönük ağız köşeleriyle birlikte şüpheli, saldırgan veya eleştirel bir tavır anlamına gelir.

PAMUKÇUK NEDEN TOPLANIR VİDEO??